4 Aralık 2014 Perşembe

Ali Kerem'imizin 2 Yaş Şimşek McQueen Temalı Kurabiyeleri:))

  14 Kasım 2012... Canım ablamın bir tanecik oğlu, benim tatlı ve yakışıklı yeğenim Ali Kerem'imiz dünyaya geldi. Teyzelik meğer ne kadar şahane bir duyguymuş. Doğumundan 2 yaşına kadar olan sürede her ne kadar ablamlar İstanbul'da yaşasa da yüksek lisansım devam ettiğinden ve henüz çalışmadığımdan her solukta kendimi Ali Kerem'in yanında bulmaya başladım. Evet; annem, babam, ablam da İstanbul'daydı ama Ali Kerem doğmadan itiraf etmem gerekirse bu kadar sık İstanbul yolcusu olmuyordum:)) Bazen düşünüyorum da teyzelik bu kadar sevgi yoğunluğu olan bir şeyse annelik nasıldır diye. İnşallah zamanı gelince ben de annelik duygusunu tadarım. Teyze olunca anladım ki boşuna teyze anne yarısıdır dememişler... Ali Kerem çok gazı olan bir bebek olduğundan geceleri annem, ben ve ablam nöbetleşe bir şekilde kucağımızda Ali Kerem'i sabahlara kadar uyutmaya çalıştık. Çünkü beşiğine koyduğumuz an ağlamaya başlıyordu kendileri:) Mamasını yedirdim, altını değiştirdim, kısacası emzirmek dışında bir annenin yapabileceklerini yaptım Ali Kerem için. Bu arada Ali Kerem zaman zaman emzirmek görevini de benden beklemedi değil hani:))
  Ablam çalıştığından gündüz ben ve annem ilgileniyorduk, benim İstanbul'da olmadığım zamanlar zaten annem hep yanındaydı. Derken bir baktık ki Ali Kerem 1 yaşına gelmiş. Ablamın işte olduğu zamanlar canı acısa ya da bir şey istese koşa koşa yanıma gelip anneee bile demeye başladı yani:) Şimdi anlatırken bile çok özlediğimi farkettim oysa İstanbul'dan geleli henüz çok olmadı çünkü 2. yaşını çok güzel 2 partiyle hem kreşinde hem de evde kutladık. Arabaları çok seven kuzum için de ablam, annem ve ben nerdeyse sabahlayarak Şimşek McQueen pastasını ve kurabiyelerini yaptık. Gerçi benim için önemli olan Ali Kerem'le kavuşmuş olmaktı, onun için de öyle olsa gerek ki aşağıda göreceğiniz fotoğraflarda olduğu üzere gayet sevgi yumağı durumundaydık:)). Allah'ım ona sağlıkla, mutlulukla, başarıyla ve şansla dolu çok güzel bir ömür nasip etsin inşallah. O zaman buyurun fotoğraflara... Pastayı da bir görelim diyorsanız buraya, organizasyonu görelim diyorsanız da buraya tıklayınız...








Aile Pastası:))

  Eskiden beri tanıştığım ve sevdiğim arkadaşlarımdan Yasemin, eşi için güzel bir doğum günü pastası yaptırmak istediğini söyledi. İlk önce nasıl bir model olacağına karar verdik ve ben büyük bir heyecanla pastayı yapmaya koyuldum. Bir yandan da üstünde çok figür barındıracağından acaba güzel olur mu, yapabilir miyim diye düşünmekten de kendimi alıkoyamadım tabiki:) Figürleri yapmaya başlayınca o kadar büyük zevk aldım ki hele de küçük kızları Selin'i yaparken... Pastanın konsepti; koltukta kucağındaki Selin'i oyuncaklarıyla avutmaya çalışırken uyuyakalan baba Koray, aynı şekilde yorgunluktan koltuğun kenarında uyuyakalan anne Yasemin ve herkesi çok sevdiği 'Nenne Bebe' ninnisiyle uyutup kendisi bir türlü uyumayan Selinnn... Aslında pek çok çocuklu ailenin yaşadığı bir durum bu. Figürler için epeyce uğraşsam da sonucu görünce inanılmaz mutlu oldum. Üstelik Yasemin; Selin'in figürleri gerçek sandığını, ağlayıp eline alıp oynamak istediğini hatta bu yüzden sadece bir fotoğraf çekilebildiklerini söyledi. O kadar gerçekçi yapmışsın ki Selin'in elinden zor aldık dedi. Ben de beğenmelerine çok mutlu oldum tabi:)) Karşınızda pastaaaa...




Doğum Günü Pastam:))

  27 Ekim... Doğum günüm... Eşimle konuşurken 'artık doğum günü pastanı da kendin yaparsın' dedi. Ben de 'yok artık kendi doğum günü pastamı da kendim yapmayayım' dedim ve çok güzel bir cevap aldım 'o zaman ben yaparım'. Eşim gerçekten de söz verdiği gibi kendi elleriyle doğum günü pastamın pandispanyasını çırptı, hazırladı. Şeker hamuruyla kaplayıp süslemek de bana düştü. Pastanın konseptine karar verirken kendime en uygun nasıl bir pasta yapabilirim diye düşündüm ve çok geçmeden buldum. Benim gibi şeker hamurlu herşey için yanıp tutuşan, yapmaktan büyük zevk alan birine ancak pasta yapa yapa sonunda pastanın içine düşmüş bir kız modeli uygun düşerdi:))  
  Eşim doğum günümün olduğu akşam eve elinde çok güzel bir zambakla geldi ve hemen çiçeğin üstündeki notu okumamı istedi. Ben de güzel sözler vesaire yazıyordur diye düşünürken aslında notun çok ama çok istediğim hamur yoğurma makinasının alım kuponu olduğunu görünce dünyalar benim oldu. Daha sonra dışarıda güzel bir doğum günü yemeğinin ardından ertesi gün de eşimin ailesi ve benim ailemle pastamızı kestik.
  Şeker hamuruyla uğraşmaya başladığımdan beri eşim bana hep destek oldu. Zaten şeker hamuruyla pastalar, kurabiyeler, cupcakeler yapmak çok da kolay olmayan bir uğraş. Ayrıca kurs paralarının ve malzeme paralarının da pahalılığını göz ardı etmezsek maddi açıdan da destek gerekiyor. Bir de bu iş öyle bir iş ki malzeme almakta herhangi bir sınır yok, ben de oldukça hevesli olunca sürekli bir şeyler alıyorum. Değişik değişik kalıplar, fırçalar, boyalar... Bir gün sizlerle malzeme kutumda ne var ne yok onları da paylaşırım:) Dolayısıyla eğer evliyseniz eşinizin bu konuda size desteği şart. Maddi olarak demiyorum manevi olarak. Çünkü bazen gece hatta sabaha kadar yapmak istediğiniz şeye vakit ayırmanız gerekebiliyor. Üstelik evde yemek masasına yayılan ben, bazen masadaki eşyalarımı toplasam yemekten sonra tekrar nasıl yayacağımı düşünüp üşenerek eşime yemeğini bir tepside vererek yemesini rica edebiliyorum. İşte tüm bunlar için de anlayışlı bir eş gerekiyor ki çok şükür bu konuda şanslıyım:) Bu konuda tek desteği eşimden görmüyorum. Eşimin ailesi ve benim ailem de bu konuda bana oldukça destekler ve yanımdalar. Özellikle canım ablam Fidan... Doğum günümün olduğu hafta evde otururken zil çaldı ve karşımda kargo görevlisini gördüm. Kargomu aldım ve ablamdan olduğunu gördüm. Paketi açınca gerçekten ama gerçekten aldığım en güzel hediyelerden biriyle karşılaştım: süper bir mutfak önlüğü:)) Ablam bloğumun, etiket tasarımımın yapımında da bana sürekli destek olarak hep yanımdaydı. Onlar da bana hediyesiydi ama bana en büyük hediye kendisiydi. Bu vesileyle canım ablama yeniden çokk teşekkür ediyorum. Bu arada o da şeker hamurlu pastalara çok meraklıdır ve gittiği her kursu bana en ince ayrıntısına kadar anlatır. Hatta en son kendisi sevgili Ayşe Yaman'ın yamuk keskin kenar pasta eğitimine katıldı. Ah bir de İstanbul'da değil de İzmir'de olsaydı neler yapardık neler... Artık sizi pastamla baş başa bırakayım...






  Madem o kadar bahsettim, karşınızda sevgili ablamın doğum günü hediyesi olarak yolladığı mutfak önlüğüm...


  Ve de son olarak eşimin aldığı hamur yoğurma makinam...